kalem ve kâğıtla düzelebilir mi dünya, bilmiyorum.
Ya da insan, yani ben; edebiyatla, makaleyle, fikir üretmek, tez hazırlamakla yenilenebilir miyim, onu da bilmiyorum…
Peki, siz biliyor musunuz?
Hangi deterjan, hangi çamaşır suyu, hangi sabun temizleyebilir kirlerini çağın…
Ve hangi leke sökücü sökebilir günahlarını insanın…
Beyne yerleşmiş, kabullenilmiş, kanıksanmış olan tüm yanlışları ne veya kim silip atabilir?
Meydanlardaki putları baltalar kırabilir belki ama, zihinlerdeki putlar, bir Samiri üfleyişiyle tekrar ortaya çıkabilir.
Öyleyse ne yapmalı ve nereden başlamalı insan?
Hangi metotları kullanmalı?
Öncelikle yanlışlar ve doğrular, yapılacaklar ve kaçınılacaklar tesbit edilmeli…
Ya da dünyayı tanımalı önce ve her biri ayrı bir dünya olan insanı…
Nasıldı dünya? Nasıl olmalıydı? Ve nasıl olmuştu?
Siz küçükken daha mı farklı hayal etmiştiniz dünyayı… Peki ya, hayal kırıklığına uğradınız mı hiç dünyayı tanıdıkça… Seneler geçtikçe sizinle birlikte o da mı değişti yoksa… Hiç eskidiğinizi hissettiniz mi peki? Yenilenme arzusu duydunuz mu hiç?
Şöyle bir baktığınızda dünyaya, kimi suçladınız?
Ve kimi görevlendirdiniz dünyanın yeniden imarı için…
Herkes değişmesini ister dünyanın. Ama nedense gayreti başkasından beklerler hep…
Sizce nasıl olmalı dünya?
Dağlar, nehirler, şehirler, köyler, biraz yer değiştirse şöyle…
Kirli hava, çöpler ve atıklar tamamen temizlense…
Yol, ev, ağaç düzenlemeleri mükemmel olsa…
Peki ya, şirk, isyan, küfür, ahlaksızlık…
Yüreklerdeki zararlı maddeler…
Ve kişiyi Rabbinden uzaklaştıran her türlü lüzumsuzluk…
Yürek kirliliğinden tamamen arındırılmış düşündünüz mü hiç insanı?
Ve hiç hayal ettiniz mi böyle insanlarla yaşanan bir dünyayı…
İşte ben, böyle bir hayalle büyüdüm. Ve büyütüldüm. İçinde yaşadığım dünyanın inadına, içimde böyle bir dünyayı yaşattım. Ve annemin hayallerini taşıdım yüreğimde… Bir gün benim için düşlediği o güzel dünya gerçek olacak. Ve korktuğu dünya kirletemeyecek beni…
Çünkü ben, ben olduğumda değişecek dünya…
Ben arındıkça, arınacak… Ben umud ettikçe, umud dolacak…
Ben adım attıkça ve yol aldıkça Cennetlere, Firdevs’e talip olanlar çıkacak…
Ben okudukça ayetleri ve yaşadıkça, yenilenecek dünyam. Yenilenecek dünya… Sadece evimde ve yüreğimde yaşamakla yetinmeyeceğim; Sokaklara taşacak ayetler… Caddelere, şehirlere…
Beni görünce Allah’ı hatırlayacak insanlar. Emin olacaklar, elimden ve dilimden…
Selam verdikçe ben, selamette olacak dünya…
Ben, Safa ve Merve arası koştukça, zemzemleri gönderecek Rabbim. Zemzemler yıkayacak kirlerini çağın… Zemzemler giderecek susuzluklarını kurumuş dudakların…
Ben muhacir olunca, ensar olacak dünya. Ensar olup kucak açınca, muhacirleri gönderecek bana…
Ben, adaleti gözettiğimde, en yakın akrabam aleyhinde bile, adaleti öğrenecek dünya.
Ben, emanetini koruduğumda en yaman düşmanımın bile, emaneti öğrenecek dünya.
Rabbimin gözetiminde olduğumu bildiğimde ben, ne polise, ne zabıtaya ihtiyaç duyacak dünya.
Yüreğimi temizlediğimde ben, tüm kirlerden temizlenecek, tüm kötülüklerden arınacak dünya.
Ben, kendim için istediğimi, kardeşlerim için de istediğimde; işte o zaman, ne kavga, ne haksızlık, ne de zulüm diyarı olacak dünya.
Rahman ve Rahim adına yaşadığımda ben, yaşanılası bir mekân olacak dünya.
Ben, Habil masumiyetine büründüğümde, Kabiller pişman, Kabiller kahrolacak.
Ben, Nuh sabrı gösterdiğimde, tufanlar müjde, tufanlar temizlik olacak.
Ben, İsmail teslimiyetini öğrendiğimde, bıçaklar koç, koçlar kurban olacak.
Yusuf iffetiyle iffetlendiğimde ben, kuyular da, zindanlar da saray olacak.
Şükretmeyi sevdiğimde ben, Süleyman gibi şükrettiğimde, rüzgârlar esenlik, rüzgârlar huzur getirecek. Melik ve Melikeler savaşlardan vazgeçecek.
Ben, Muhammedi tavrı öğrettiğimde yüreğime; onun gibi yürüyüp gezdiğimde, onun ağladığına ağlayıp, güldüğüne güldüğümde, onun gibi yaşayıp öldüğümde, ölümler diriliş, ölümler cennet getirecek dünyaya…
Ve dünyanın değişmeyeceğine, bir daha hiç düzelmeyeceğine inananlara inat, ben tek başıma bir ümmet olduğumda İbrahim gibi, ümmetler gönderecek Rabbim;
Dünyayı yeniden imar edecek, yeniden bina edecek, tıpkı Allah’ın evi gibi özenle kuracak, bizden kabul et Rabbim diye yalvaracak ve dünyayı rükû ve secde edenler için, her türlü pislikten temizleyip arındıracak mü’minler gönderecek…
Ben değiştiğimde değişecek dünya. Ben yenilendiğimde yenilenecek…
Gelişen teknolojinin; mum, ampul, florasan ve dev enerjilerin, dünyayı aydınlatmada işe yaramadığını görecek insanlar.
Ve yapmasa da insanlar görevlerini, Allah, tamamladığı dinini, bir gün mutlaka yeryüzüne hâkim kılacak.
İşte o zaman aydınlanacak dünya….

Yorum bırakın